İş Hayatında Karşılaştığımız 5 Zararlı İnsan Türü

  • 01.11.2021 18:03
  • Ercan Koca
  • #iş yaşamı
     
    #çalışma hayatı
     
    #psikoloji
     
    #kişisel gelişim
     
  • Okunma Sayısı:8

Hangi sektörde hangi alanda olursan ol, beraber veya aynı ortamda çalıştığın iş arkadaşların arasında bir şekilde senin performansını olumsuz etkileyen kişiler olabilir. Özellikle de yöneticilerin sadece çıktı odaklı olduğu bir iş ortamında bu tür insanlarla beraber çalışmak zorunda kalabilirsin. Biz bir aileyiz gibi klişeleri artık bırak, sonuçta hepimiz para kazanmak için işe gideriz. Oradaki hiç kimse senin yakın arkadaşın, dostun olmak zorunda değil. Ama bilinçli veya bilinçsiz etrafına zarar veren bu tür insanlara eminim ki rastladın, iş yaşamına yeni gireceksen de denk geleceksindir bir şekilde. Şimdi en yaygın bu beş karakteri inceleyelim ve bu kişilerin verdiği zararı nasıl en aza indiririz bundan bahsedelim.

Şikayetçi

Şikayetçi kişilerle çalışmanda iş pek aksamaz ama ne yaparsan yap bu kişileri asla memnun edemezsin. Çünkü şikayetçi karakterler sürece veya sonuca bakmazlar, gerekçeler onlar için gereksizdir. Mesela, çok çalışmaktan şikâyet ettikleri gibi boş kaldıkları için de aynı oranda şikâyet edebilirler. Adeta bütün dünya onlara karşıdır ve daima mutsuzdurlar. Maaşı yetmez, sistem kötüdür, ailevi problemleri vardır.

Bütün gün bu şikayetlere maruz kaldığında ise yaptığın işe odaklanamaz, gün sonunda şişmiş bir kafayla kendini eve atarsın. Sürekli etrafında her şeyden şikâyet eden birilerinin olması, bir süre sonra işe gelmeyi senin için adeta sistematik bir işkence haline getirir.

Bu kişilerle baş etmek aslında oldukça kolay, anahtar, uzak durmak. Mümkünse farklı bir odada çalış ve olabildiğince aynı ortamlara girme. Bir şey dinlemiyor olsan da çalışırken kulaklık takman bu kişilerin seninle iletişime geçmesinin önünde bir bariyer oluşturacaktır.

Çalışıyorsan; ‘Kusura bakma, şu an bu işe odaklanmam gerekiyor.’, dinlenme esnasında sana gelip şikâyete başlarsa; ‘Yoğun bir gün, kafamı toparlamak için biraz sessizliğe ihtiyacım var.’ diyerek iletişimi tek taraflı durdurabilirsin. Benim şahsi olarak sık sık kullandığım bir motto da ‘Bir sorunla ilgili herhangi bir aksiyon almıyorsan şikâyet etmeye de hakkın yoktur.’ demektir. Ve bugüne kadar hiç işe yaramadığı olmadı. Bu yöntemler aslında senin sınırını çizmendir. Sınırını çizdiğin zaman senin enerjini ememeyen şikayetçi bir süre sonra senden vaz geçip kendine başka bir hedef arayacaktır.

Bahane Üretici

Bu kişilerin, verilen işi ne olursa olsun onu geciktirmek veya yapmamak için her zaman bir bahaneleri vardır. Sık sık arabalarının lastiği patlar, yolda hep kaza vardır, trafiğe takılırlar. Çocukları, ebeveynleri hasta olur, onlarla ilgilenmeleri gerekir. Tüm şanssızlıklar ve kazaları sürekli yaşayan bu kişiler için çoğu zaman gerçek, sadece çalışmak istememelerinden kaynaklanır. Ve bu konudan veya diğer çalışanlar üzerine yükledikleri ek işlerden hiçbir zaman rahatsızlık duymazlar.

Düzgün bir performans değerlendirmesinin olmadığı iş yerlerinde bahane üretici kişiler sonsuza kadar çalışabilirler ve onların yapması gereken işler, geciktiği veya yapılmadığı için hep son dakikada diğer çalışanların üzerine kalır.

Eğer son zamanlarda bahane üretici arkadaşın yüzünden sürekli fazla çalışman gerektiyse, yöneticine bu geciken son dakika işlerinin kaynağını sorarak nazikçe bu konuda düşünmesini sağlayabilirsin. Fakat bu konuda yöneticin bir şey yapmıyorsa ne yazık ki senin de yapabileceğin çok fazla şey yok.

Dedikoducu

Dedikoducular için fikirler veya iş hep ikinci plandadır. Onların ana hedefi insanlardır. İnsanları kötülemeye, hakkında dedikodu yapmaya bayılırlar. Ortalığı karıştırmak, insanları birbirine düşürerek iş yerinde kaos yaratmak onlar için işin asıl eğlenceli kısmıdır.

Dedikoduculara hiçbir zaman sır verme, aynı ortamdaysan her zaman bir üçüncü kişinin yanınızda bulunduğundan emin ol. Bu kişiler, anlattıkları hikayelerin teyit edilmesinden ölümüne korkarlar. Mesela sana başkası hakkında dedikodu yaptığında, ‘Emin misin? İstersen bunu ona da soralım.’ diyerek yanından hızla kaçmasını sağlayabilirsin.

Senin hakkında dedikodu çıkaran kişilerle topluluk içinde yüzleş, panikle hemen inkâr edecek veya yalan söylemeye çalışacaktır. Bu, diğer çalışanlara bu kişinin gerçek yüzünü gösterir ve dedikoducuya seni tekrar dedikodu malzemesi yapmaması konusunda iyi bir ders verir.

İlgi Yoksunu

İlgi yoksunu kişi, ne kadar yetkin olursa olsun, her aşamada devam edebilmek için birilerinin kendisini onaylaması gerektiğini düşünür. Bu davranışın altında çoğu zaman küçüklükten gelen, özgüvenin ve karakterin gelişmemesi veya ailesi tarafından ihmal edilme sorunu yatar. Kişi kendine güvenmediği için hayatında attığı her adımda, yaptığı her işte bir onaylanma, takdir edilme ihtiyacı hisseder. Bunu da tam senin en yoğun çalıştığın anlarda yapar, çünkü onun işi her zaman diğerlerinden önemlidir. Ve sorduğu kişinin o alanda uzman olması gerekmez, çünkü onun tek ihtiyacı ilgi görmek, onaylanmak ve takdir edilmektir.

Bu tür kişilerle baş etmek oldukça kolay. Sana getirdiği işleri asla detaylı inceleme, şöyle bir göz gezdir, üstün körü ona gereksiz iş çıkaracak kısa bir eleştiri yap. ‘Hmmm… tablonun biraz rengi koyu mu olmuş?’ gibi… Gidip geri geldiğinde de ‘Aslında şimdi de fazla açık olmuş.’ de. İlgi yoksunu, hem onu geçiştirdiğin hem de gereksiz iş yaptırdığın için jet hızıyla senden uzaklaşacak, başka kişilerden bu ilgi ihtiyacını gidermeye başlayacaktır. Çünkü onun için işin niteliği asla önemli değil, sadece o an, birinin onayına, ilgisine ve takdirine ihtiyacı var.

Sabotajcı

İş yaşamında rekabet sağlıklı olduğu sürece herkesi daha üst seviyeye çıkaran itici bir güçtür. Fakat bazı kişilerin yetkinlikleri olmasa dahi gözü hep daha yükseklerde olur ve inanılmaz bir hırsa sahiptirler. Bu iç güdü onlarda o kadar yoğundur ki seni yöneticilere karşı kötü göstermek için etik olmayan davranışlara girişebilirler.

Bu kişilerin ilk yaptıkları, hedeflerinin bilgi kaynaklarını kesmektir. Eğer son zamanlarda iş yerinde toplantılardan son dakika haberin oluyorsa, senin de bilginin olması gereken bazı şeylerin senden saklandığını fark ettiysen bir sabotajcının hedef tahtasına girmiş olabilirsin, aman dikkat. Bu noktadan sonra sabotajcı, ‘ben ona dün söylemiştim’ gibi kanıtı olmayan argümanlarla sizin başarınızı baltalamaya çalışacaktır.

Yapman gereken işini tamamen kayıt altına alman, yöneticine her aşama ile ilgili daha fazla bilgi vermen. Toplantılar sözlü olarak ilan ediliyorsa yöneticinden bunu bir toplu e-posta veya mesaj ile kayıt altına almayı, işlerle ilgili değişikliklerin ilgili herkesin bulunduğu ortamda söylenmesini önerebilirsin.

Mesai saatine bu tür bir durumdaysan çok dikkat etmelisin. Çünkü 8’de mesain başlıyorsa tam 8:00’da o yöneticinin yanına girmiş olacak. ‘Evet patron, bu işi böyle hallederiz. Gerçi Ercan daha gelmedi.’. Aynı şekilde 1 dakika dahi erken çıkmış olsan sabotajcın, senin kapıdan çıktığını görür görmez patronun yanında soluğu alacaktır.

Bu kişilerle baş etmek kolay değil, sinirlerini sağlam tut, işine odaklan. İşinle ilgili her şeyi kayıt altına al. Bu kişilerin hırsları öyle fazladır ki, bir süre sonra büyük hatalar yapmaya başlar ve kendilerini ifşa ederler. Ve hiçbir yönetici bu tür bir insanı ekibinde istemez. En azından özel sektörde.

Sonuç

Bu beş belirgin tür dışında iş yaşamında daha birçok farklı kişiyle aynı ortamı paylaşmak, kötü davranışlara katlanmak zorunda kalacaksın. Ama genel olarak senin de yapabileceklerin var.

Öncelikli olarak sınırlarını belirle. İster patronun olsun ister çalışma arkadaşın, kişilerarası iletişimin temeli sınır koymaktan geçer. İş yerindeki herkesle arkadaş, dost olmak zorunda değilsin. Sen o çizgiyi çek, geçmeye çalışanları da nazikçe uyar. Gerekirse iş dışında kimse ile istemediğin sürece iletişim kurmak zorunda olmadığını da unutma. Bazı kişiler için daha sert duvarlar çekmen gerekebilir.

Kişilere değil çözüme ve işine odaklan. Acı ama gerçek şu ki, problemli kişiler, sorunun kendisinde olduğunu asla kabul etmeyeceklerdir. Yani kişileri, direkt kanıtın yoksa yöneticine şikâyet etmen sorunları daha da büyütebilir. Özellikle problemli kişiler, bu tür durumlarda kurban rolünü çok iyi oynarlar. O yüzden kişi adları ve yaptıkları ile değil, yaşanılan aksaklıkların çözümüne yönelik önerilerle yöneticinin yanına git ve bu durumun çözümlenmemesi durumunda işin başarısız olmasından duyduğun endişeyi dile getir. Bu kariyerin için de olumlu olacaktır.

Ve eğer gerçekten işte yaşadığın sorunlar psikolojik olarak seni ciddi boyutta mutsuz hissettiriyorsa, iş dışındaki yaşamını, sağlığını etkilemeye başladıysa bir profesyonelden yardım almaktan çekinme.

Ercan Koca

© 2022 QNC. Tüm Hakları Saklıdır.